Külliye, Balkan Savaşları sırasında hastalara hizmet vermeyi bırakmış ama günümüzde Edirne Sağlık Müzesi`ni barındırıyor. Birinci avlunun girişindeki poliklinik odalarında "Eczacılık Tarihi", "Osmanlı`da Cerrahi" gibi konularda sergiler var. Şifahane bölümünde hastanenin müzisyen ekibi karşılıyor gelenleri. Haftada 3 gün tüm hastalara konser veren müzisyenler, her bir hastalık için ayrı makamda parçalar seslendirmişler bu hastanede. Bugün bizi karşılayanlar sadece manken; müzik yapamıyorlar ancak poz verebiliyorlar. Bir sonraki durak Sarayiçi`. Geçmişte Osmanlı Sarayı`nın bulunduğu, günümüzde Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı yer. "IV. Mehmet Av Köşkü Kır Kahvesi"`nde kahvelerimizi içtik. Osmanlı saray yapıları olsa, kimbilir neler anlatacaklardı ama 19. yy`daki Rus işgalleri sırasında yok olmuşlar... Selimiye ile buluşma vakti geldi de geçiyor. Sarayiçi`nden sonra doğru Selimiye Meydanı`. Avlusuna girenleri önce şadırvan karşılıyor. İçerde görkemli kubbeyi, kubbenin altındaki müezzin mahfelini görüntülemeye çalışıyorum. Ünlü "Ters Lale", bu mahfelin ayaklarından birinde işli. Selimiye`nin minberi de çok kıymetli ve özel. Anlatılanlara göre padişah, Sinan?dan altın bir minber istemişti ama Sinan, ?altın minberi çalmak isteyip harap ederler, ben altından da kıymetlisini yapacağım? diyerek tek parça mermerden işlenmiş 25 basamaklı bir minber yaptırdı. Arasta`nın çıkışında tekrar bir yapının sesini duyar gibi oldum. Meydan çeşmesinden geliyormuş ses. Kendisini yaptıran Merzifonlu Kara Mustafa Paşa için üzülüyor hala. Çocukluk arkadaşı sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa` nın ölümünden sonra sadrazam yapılmıştı Merzifonlu.Ç ok iyi bir devlet adamı idi ama adı başarısızlıkla biten II. Viyana Kuşatması ile özdeşleşti. Başarısız kuşatmadan sonra Belgrad`da idam edildi, kesik başı Edirne Sarayı`na gönderildi. Çeşmesi de o günden beri küskün ve neşesiz sanki.
Duvarlarda Edirne tarihini anlatan eski tablolar...Edirne`de dökülen toplarla İstanbul`un fethi, Balkan Savaşı`ndaki işgal günleri, hepsi bu tablolarda... Müzik sesi gelen yer tavanı işlemeli bir salon Sahnesinde nikah masası kurulmuş, bir nikah törenine hazırlanılıyor. Sanırım sahneyi süpüren görevlinin eli. Işıklar yanınca ben de duvarlardaki çini çerçeveleri gördüm. İçlerinde önemli tarihi kişiliklerin tabloları, Namık Kemal`ler, Ziya Gökalp'ler, padişahlar, paşalar... |