Türkiye Geneli; 11 Ocak 2019 Cuma Hutbesi;
Türkiye Geneli; 11 Ocak 2019 Cuma Hutbesi;
Cumanız Mübarek Olsun,
Hayırlı Cumalar;
Bu Hafta Cuma Hutbesi; İnsanın Kemal Yolculuğu; İslam, İman ve İhsan
Muhterem Müslümanlar!
Bir gün Allah Resûlü (s.a.s) ashabıyla sohbet
ederken bir adam çıkageldi. Elbisesi bembeyaz, saçları
simsiyahtı. Kimse onu tanımıyordu. Uzaktan gelmiş
olmalıydı. Ama üzerinde hiçbir yolculuk belirtisi
yoktu. Peygamberimizin yanına oturdu ve ‘Ya
Muhammed! Bana İslam’ı anlat’ dedi. Bunun üzerine
Resûlullah (s.a.s) şöyle buyurdu: “İslam, Allah’tan
başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah’ın
elçisi olduğuna şahitlik etmen; namazı kılman,
zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman ve eğer
gücün yetiyorsa haccı yerine getirmendir.”
Gelen kişi ‘Doğru söyledin’ dedi. Ashâb-ı kirâm,
adamın hem soru sorup hem de cevabı tasdik etmesine
şaşırdı. Sonra adam, ‘Bana imanı anlat’ dedi.
Peygamberimiz, “İman; Allah’a, meleklerine,
kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe,
kadere; hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna
inanmandır” şeklinde cevap verdi. Adam yine,
‘Doğru söyledin!’ diye onayladı. Sonra da ‘Bana ihsanı
anlat’ dedi. Peygamberimiz, ihsanı şöyle tarif
etti: “İhsan, Allah’ı görüyormuşsun gibi O’na
kulluk etmendir. Çünkü sen O’nu görmesen de O
seni görmektedir.” Adam, kıyametle ilgili bazı
sorular da sordu ve yanlarından ayrıldı. Sevgili
Peygamberimiz olaya şahit olan Hz. Ömer’e şöyle
buyurdu: ‘O, Cebrâil idi. Size dininizi öğretmeye
gelmişti.’1
Kıymetli Müminler!
İman, Allah’ın varlığını ve birliğini,
Peygamberimizin Yüce Allah’tan getirdiklerini dil ile
ikrar kalp ile tasdik etmektir. İman, kul ile Allah
arasındaki sevgi ve güven bağıdır. İman, yaratılış
gayesini bilen insanın, Rabbine verdiği sadakat ve
samimiyet sözüdür. Mümine düşen, verdiği bu sözün
arkasında durmak ve gereklerini yerine getirmektir.
Değerli Müslümanlar!
İslam, inandığı gibi yaşamak, imanı hayata
taşımaktır. Tam bir teslimiyetle Allah’a ibadet etmek,
maddi ve manevi varlığını O’nun yoluna adamak,
emirlerine uymak, yasaklarından kaçınmaktır. Sadece
Allah’a kul olmaya ve O’na hiçbir şeyi ortak
koşmamaya ahdeden Müslüman’ın söz, tavır ve
davranışlarıyla bu ahde vefa göstermesidir.
Kıymetli Müslümanlar!
Biraz önce mealen okuduğum Cibril hadisinde
geçen ihsan ise kulluk bilincinin ve güzel ahlâkın
zirvesidir. İhsan, “Biz, insana şah damarından daha
yakınız”
2 buyuran Rabbimizin varlığını hayatın her
anında hissetmektir. “Nerede olursanız olun O sizinle
beraberdir. Allah yaptıklarınızı görmektedir”
3 ayeti
gereğince daima ilâhî gözetim altında, Rabbimizin
huzurunda, O’nun ikram ve inayetine muhtaç
bulunduğumuz şuuruyla yaşamaktır.
Aziz Müminler!
İman etmek, İslam’ın emri olan ibadetleri yerine
getirmek ve ihsan şuuruyla hareket etmek, birbirini
tamamlayan basamaklar gibidir. Allah’a ve O’nun
bildirdiği hakikatlere iman eden insan, elbette
ibadetlerini aksatmayarak samimi bir Müslüman olmak
için gayret edecektir. İmanın ve ibadetin vazgeçilmez
gereği ise güzel ahlâklı olmaktır. İnanan ama bunu
ibadet ve ahlâkla kemâle erdirmeyen kişi ziyandadır.
Ahlâkını iman ve ibadetlerle taçlandırmayan insan,
Allah’ın rızasından mahrum kalır. İbadet ettiği halde
ahlâkî yönden zaafları olan kimse ise kendini
muhasebe etmeli ve ibadetinde huşuya dikkat ederek
bu türlü yanlışlardan uzak kalmalıdır. O halde, kul
olarak Rabbine iman eden, din olarak İslam’a teslim
olan, peygamber olarak da Hz. Muhammed (s.a.s)’e
tabi olan her insan, imanını, ibadetini ve ahlakını bir
arada güzelleştirmelidir. İşte o zaman mümin Kur’an-ı
Kerim’in şu müjdesine nail olacaktır: “İman edip,
salih ameller işleyen ve Rablerine gönülden
bağlananlara gelince, işte onlar cennetliklerdir.
Onlar orada ebedi kalacaklardır.”4
Muhterem Müslümanlar!
Kalbimizi, iman gibi bir nimetten, ibadet gibi bir
gıdadan, ihsan gibi bir şuurdan mahrum bırakmayalım.
Zira dünya ve ahiretimize ait her türlü iyiliğin, hayrın
ve hakikatin temeli, insan olmanın manası ve kul
olmanın değeri bu üç cevherde saklıdır.
Bunun için kulluk yolunda samimi ve gayretli
olalım. Dilimizden dökülen her sözün, elimizden sadır
olan her işin, gözümüzden süzülen her bakışın,
attığımız her adımın Cenâb-ı Hak katında bir karşılığı
olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.
Hutbemi, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in şu
duası ile bitiriyorum: “Allah’ım! Beni amellerin ve
ahlâkın en güzeline kavuştur. Onların en güzeline
ancak sen ulaştırabilirsin. Beni kötü işlerden ve
kötü ahlâktan muhafaza et. Bunlardan ancak sen
koruyabilirsin.”5
1 Buhârî, Îmân, 37.
2 Kâf, 50/16.
3 Hadîd, 57/4.
4 Hûd, 11/23.
5 Nesâi, İftitâh, 16.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü