Türkiye Geneli; 1 Şubat 2019 Cuma Hutbesi;
Türkiye Geneli; 1 Şubat
2019 Cuma Hutbesi;
Cumanız Mübarek Olsun,
Hayırlı Cumalar;
Bu Hafta Cuma Hutbesi; Rıfk:
Allah Her İşte Zerafeti Sever
Muhterem Müslümanlar! Okuduğum ayet-i kerimede
Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en
güzel şekilde önle. O zaman bir de göreceksin ki seninle arasında düşmanlık
bulunan kimse sımsıcak bir dost oluvermiş.” 1 Okuduğum hadis-i şerifte ise
Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Rıfktan mahrum kalan bir kimse hayrın
tamamından mahrum kalmıştır.” 2
Kıymetli Müminler! Yüce dinimiz; iman, ibadet ve
güzel ahlâk üzerine kuruludur. İnsanın Cenab-ı Hak katında değer kazanmasına ve
toplum içinde sevilip sayılmasına vesile olan ahlâkî erdemlerden biri de
rıfktır. Rıfk; güler yüzlü, tatlı sözlü, sakin ve geçim ehli olmaktır. Sert ve
kaba davranmamak, kalp kırmamaktır. İnsanın aklını karartan ve sonu hüsran olan
öfkeye yenik düşmemek, sabırlı ve soğukkanlı olmaktır.
Değerli Müslümanlar! Rabbimiz her işte rıfk ile
muamele etmeyi sever. 3 Kur’an-ı Kerim’de, Peygamberimizin şahsında bütün müminlere
hitaben “Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir” 4 buyurarak
affedici ve hoşgörülü olmayı emretmektedir. Bir başka ayet-i kerimede ise
“affedici olmak ve öfkeyi yutmak” Allah’ın mağfireti ve cennetiyle müjdelenen
muttakilerin özellikleri arasında sayılmıştır.5
Aziz Müminler! Resûlullah (s.a.s), yumuşak
davranma hususunda en güzel örneğimizdir. O, sadece insanlara değil, varlık
âleminin tamamına şefkat, merhamet ve nezaketle davranmıştır. Her işinde
kolaylaştırıcı olmuş, zorluk çıkarmaktan ve çevresindekileri incitmekten
sakınmıştır. Hatalar karşısında cezalandırmaktan ziyade affedici olmayı tercih
etmiştir. Ezici, yıpratıcı, kırıcı değil, sevgi ve saygıyı besleyen yapıcı
davranışları öğütlemiştir. Allah’ın kendisine lütfettiği bu özellikler
sayesinde Müslümanlar Peygamberimizin etrafında kenetlenmiştir. Cenâb-ı Hak, bu
gerçeği bize şöyle haber vermektedir: “Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara
karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın senin etrafından
dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan bağışlanma
dile…”6
Kıymetli Müminler! Peygamberimizin ahlâkını
kendisine model alan bir mümin, bütün ilişkilerini rıfk ile yürütür. Can
taşıyan en küçük varlıklara karşı bile şefkat ve merhameti elden bırakmaz. Sade
ve zarif haliyle, kibar ve anlayışlı tavırlarıyla İslam’ın yüce değerlerini ve
üstün ahlâkını temsil eder. Mümin, her türlü aşırılıktan, kabalıktan, şiddetten
uzak durur. Zira Peygamberimiz onu şöyle tanımlar: “Namusa dil uzatan, lânet
eden, çirkin işler yapan, edepsiz konuşan kimse kâmil bir mümin değildir.” 7
Muhterem Müminler! İnsan olma sorumluluğunun ve
insana yakışan değerlerin ihmal edildiği, şiddetin din, dil, ırk ve coğrafya
tanımadan bütün insanlığı tehdit ettiği bir çağı yaşıyoruz. Böyle bir çağda
bilmeliyiz ki, şiddetin beslendiği hiçbir referans, İslamî, insanî ve ahlâkî
değildir. Bizlere düşen, insanın şeref ve haysiyetini zedeleyen her türlü
davranışı hayatımızdan uzak tutmaktır. Anne babamıza, eşimize, çocuklarımıza,
akrabalarımıza ve komşularımıza rıfk, şefkat ve güler yüzle davranmaktır. Haklı
ve güçlü iken bile affedici, öfke anında dahi sabırlı olmaktır. Peygamberimizin
buyurduğu gibi, “Pehlivan, güreşte rakibini yenen değildir. Asıl pehlivan,
öfkelendiğinde kendisine hâkim olandır.” 8 Ancak şunu da bilmemiz gerekir ki
milli ve manevi değerlerimize yönelik saldırılar karşısında haklı bir tepki
vermek, ahlâkî bir heyecanın ve imanî bir hassasiyetin asil bir ifadesi,
dindarlık ve vatanseverlik alametidir.
Aziz Müslümanlar! Rıfka sahip olan rahmeti
kuşanır; rahmeti kuşanan da Allah’ın merhametine ulaşır. Rıfkı terk eden
şiddete yönelir; şiddet ise kıyamet günü pişmanlıktır. O halde, öfkenin
aklımızı ve vicdanımızı esir almasına, sabırsızlığın ebedi kurtuluşumuza gölge
düşürmesine fırsat vermeyelim. Sevgili Peygamberimizin şu hadisini daima
hatırlayalım: “Şüphesiz Allah Teâlâ Refîktir, rıfkı sever. Sertlik ve benzeri
hallere vermediği ecri, yumuşak huylulukla yapılan işlere verir.”9
1 Fussilet, 41/34.
2 Ebû Dâvûd, Edeb, 11.
3 Buhârî, Edeb, 35.
4 A’râf, 7/199.
5 Âl-i İmrân, 3/134.
6 Âl-i İmrân, 3/159.
7 Tirmizî, Birr, 48.
8 Müslim, Birr, 107.
9 Müslim, Birr, 77; Ebû Dâvûd, Edeb, 11.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü