Türkiye Geneli; 23 Mart 2018 Cuma Hutbesi;
Cumanız Mübarek Olsun,
Hayırlı Cumalar;
Bu Hafta Cuma Hutbesi; İbadet Hayatımız ve Gönül Dünyamız
Cumanız Mübarek Olsun
Aziz KardeÅŸlerim!
Bizleri mübarek üç aylara yeniden ulaştıran yüce
Allah’a sonsuz hamdü senalar olsun. Dün gece Regaib
kandilini hep birlikte idrak ettik. Dualarımızı, en içten
bağışlanma dileklerimizi yalnızca O’na arz ettik.
Aziz KardeÅŸlerim!
Muâz b. Cebel, genç yaşta İslam’la müşerref
olmuştu. Sahabenin önde gelenlerindendi. Peygamber
Efendimiz (s.a.s) Muâz’ı çok sever, sevgisini dile getirir
ve ona tavsiyelerde bulunurdu. Efendimiz yine bir gün bu
genç sahabiye, “Allah’ın kulları üzerindeki hakkını ve
kulların Allah üzerindeki hakkını biliyor musun?”
diye sordu. Muâz, ‘Allah ve Resûlü daha iyi bilir’ diye
cevap verdi. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.s)
“Allah’ın kulları üzerindeki hakkı, yalnızca O’na
ibadet etmeleri ve O’na hiçbir şeyi ortak
koşmamalarıdır. Kulların Allah üzerindeki hakkı ise,
kendisine ortak koÅŸmayan kimselere azap
etmemesidir.”1 buyurdu.
KardeÅŸlerim!
İnsanı eşref-i mahlûkat olarak yaratan Yüce
Rabbimiz onu üstün kabiliyetlerle donatmıştır. Kâinattaki
her şeyi insanın hizmetine sunmuştur. En nâdîde
özellikleri bahşettiği insandan sadece kendisine kulluk
etmesini istemiştir. Allah’a kul olmak, ahlakımızı ve
özgür irademizi kullanarak O’na gönülden bağlanmayı,
her türlü imkân ve yeteneğimizi O’nun rızası uğrunda
kullanmayı, nefsin istek ve arzularını terk edip,
Rabbimiz’in koyduğu kurallara uymayı gerektirir.
“Allah’ın kulları üzerindeki hakkı” diye ifade
edilen ibadet; insanı Rahman’ın huzurunda değerli kılan
bir olgudur. 2
İbadet; itaattir, boyun eğmektir, Cenab-ı
Hakk’a teslimiyettir. İbadet; Allah’ın verdiği nimetlere
şükretmektir. Kulun Rabbi ile iletişim kurmasıdır. Her
daim Rabbine muhtaç olan insanın, aracısız bir şekilde
halini O’na arz etmesidir. Bunun için kul, Rabbinin
huzurunda her duruÅŸunda,
“Ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım
dileriz”3 diyerek O’na iltica eder. Kendi acizliğini itiraf
eder. O’ndan yardım diler ve O’na yalvarır. İşte bu,
ibadet bilincidir, kulluk şuurudur. Kul, bu bilinç
sayesinde yaratılmışların en şereflisi olur. Dünyada
mutluluk ve huzuru, ahirette de ebedi kurtuluşu kazanır.
Aziz KardeÅŸlerim!
İbadetlerimiz, aynı zamanda bizleri her türlü
kötülükten koruyan birer kalkandır. Allah’ın huzurunda
secdeye varan, O’nun rızası için oruç tutan, sadaka veren,
tavaf eden insan, kibir, bencillik, haset, ihtiras gibi kötü
duygulardan arınır. İbadet etmek ruhlarımızı kasvetten,
sıkıntı ve üzüntülerin yıpratıcı tesirinden korur. Çünkü
Rabbimiz, “Gönüller, ancak
Allah’ı anmakla huzura kavuşur.” 4 buyurur.
Samimiyetle ibadet eden kul, her adımda rabbine
yaklaşır; O’na olan imanı, güveni, sevgi ve saygısı
pekiÅŸir.
Allah Resûlü (s.a.s), “İslâm beş esas üzerine
kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve
Muhammed'in Allah'ın Resûlü olduğuna şehâdet
etmek, namazı kılmak, zekâtı vermek, haccetmek ve
Ramazan orucunu tutmak.” 5 buyurarak öncelikle
yapmamız gereken temel ibadetlere dikkatlerimizi
çekmektedir.
Bununla birlikte; her türlü iyilik çabası ve kötülüğe
karşı yürütülen mücadele ibadettir. Bir kimseye güleryüz
gösterip selam vermek ibadettir. Kişinin anne ve babasına
hizmet ve hürmeti, ailesinin maddi ve manevi
ihtiyaçlarını temin etmesi, bir garibin gözyaşını silmesi,
bir yetimin başını okşaması, mazlumun ve mağdurun
yanında olması ibadettir.
Aziz KardeÅŸlerim!
İbadetin dünyevî beklentilerden ve gösterişten uzak
olması kadar güzel davranışa dönüşmesi ve devamlılığı
da önemlidir. Nitekim Yüce Allah Kuran-ı Kerim’de
“Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et” 6
buyurmaktadır. Peygamberimiz (s.a.s) de “Allah katında
amellerin en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır.”7
buyurarak ibadette kararlı ve istikrarlı olmayı tavsiye
etmiÅŸtir.
Muhterem Müminler!
Allah’ın bizlere emanet olarak verdiği hayatımız bir
gün mutlaka sona erecek ve yapıp ettiklerimizden hesaba
çekileceğiz. Ömür sermayemiz tükenmeden önce
yaşamanın ve kul olmanın değerini bilelim. İbadetin
huzurundan, bereketinden ve lezzetinden mahrum
olmayalım. Hayatımıza ibadet bilinci ile anlam katalım.
Rahmet, mağfiret ve ibadet mevsimi olan mübarek üç
ayları fırsat bilelim. Sabırla, şükürle, tevekkülle ibadete
sarılalım. Namazlarımızı huşuyla kılmaya devam edelim.
Yüce kitabımız Kur’an’ı okuyalım ve rehber edinelim.
Hayır kapılarımızı ardına kadar açalım, iyilikte yarışalım.
Dillerimizi yalan, gıybet ve iftiradan, gönüllerimizi kin,
nefret ve tefrikadan arındıralım.
Hutbemizi Sevgili PeygamberimizÂ’in dilinden
dökülen şu dua ile bitirmek istiyorum: “Allah’ım! Seni
zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet
etmek için bana yardım eyle.”8
1 Buhâri, Cihâd, 46, Müslim, İman, 48.
2 Furkân, 25/77.
3 Fâtiha, 1/5.
4 RaÂ’d, 13/28.
5 Buhâri, İman, 2.
6 Hicr, 15/99.
7 Buhâri, Rikâk, 18; Müslim, Müsâfirîn 215.
8 Ebû Dâvûd, Tefrîu ebvâbi’l vitr, 26.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü